Polonya, son yıllarda iç politikası ve uluslararası ilişkileriyle dünya gündeminde sıkça yer alıyor. Ülke, 2023 yılında yapılan genel seçimlerle beraber yeni bir siyasi döneme adım atmış durumda. Ancak bu seçimlerin en belirleyici unsurlarından biri, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırgan politikaları oldu. Minsk, Varşova ve Moskova arasındaki komşuluk ilişkileri üzerindeki belirsizlik, Polonya'daki siyasi tartışmalara da yansıdı. Özellikle, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın kıtanın güvenlik dinamiklerini değiştirmesiyle, Polonya'nın gelecekteki yönelimi büyük bir merak konusu haline geldi.
Polonya'da 2023 yılında gerçekleştirilen genel seçimlerin birinci turu, 15 Ekim 2023'te yapıldı. Seçimde, iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) ile muhalefet blokunun ortak adayı olan Muhalefet Koalisyonu (KO) arasında yoğun bir rekabet yaşandı. Seçimin ilk turunda, hiçbir parti mutlak çoğunluğu sağlayamadı ve bu nedenle ülkede ikinci tur seçimlere gidilmesine karar verildi. 29 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşecek olan bu ikinci tur, pek çok analist tarafından sadece Polonya'nın siyasal geleceği değil, aynı zamanda Avrupa'nın güvenlik mimarisi açısından da kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Seçim süreci boyunca, özellikle savaşın Avrupa üzerindeki etkileri ve Polonya'nın NATO ile olan ilişkileri sıkça gündeme geldi. Polonya'nın Ukrayna'ya sağladığı destek ve mülteci kabulü gibi konular, seçmenlerin tercihlerini önemli ölçüde etkiledi. Savaş, kamuoyundaki ulusal güvenlik kaygılarını artırırken, ülkede askeri harcamaların yükseltilmesi ve savunma politikalarının gözden geçirilmesi talebini de beraberinde getirdi.
İkinci tur seçimleri, ülkedeki siyasi dengeleri belirlemenin yanı sıra, uluslararası arenada da Polonya'nın pozisyonunu şekillendirecek bir nitelik taşıyor. Rusya'nın Savaş'ı sürdürmesi, Polonya'nın doğusundaki komşularla olan ilişkilerini doğrudan etkiliyor. Seçim sonucu, yeni hükümetin Ukrayna'ya yönelik politikalarını ve genel olarak bölgedeki güvenlik stratejilerini nasıl yürüteceğini belirleyecek. Destekleyici politikalarla Ukrayna'nın yanında yer almak, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde Poleyaların güvenliği açısından önem taşıyacak.
Bu seçimlere katılan partilerin stratejileri ve söylemleri, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkilerini yansıtıyor. Sağcı PiS partisi, askeri harcamalar konusundaki taahhütleri ve Rusya’ya karşı sert duruşuyla; muhalefet ise daha diplomatik ve uzlaşmacı bir yaklaşımı benimsiyor. Bu yüzden, seçmenler için her iki taraf arasında dikkatli bir seçim yapmak hayati bir anlam taşıyor. İkinci turda, seçmenlerin mevcut hükümetin uluslar arası projelere sağladığı desteği ne ölçüde sürdüreceği, özellikle de güvenlik gündeminin öne çıktığı bir dönemde, merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, Polonya’daki ikinci tur seçimleri, yalnızca ülkenin iç dinamikleri için değil, Avrupa'nın güvenliğini doğrudan etkileyebilecek bir durumdur. Seçmenlerin kararları, Rusya'nın tehdidi altında hangi yönelimlerin benimsenebileceği konusunda belirleyici olacaktır. Bu durum, Polonya’nın sadece kendi sınırları içerisinde değil, aynı zamanda Avrupa'nın istikrarı için de çok önemli bir adım atacağını göstermektedir. Öngörülere göre, bu seçim sonuçlarıyla beraber Polonya, gelecek yıllarda hem iç siyasette hem de dış politikada daha kararlı adımlar atabilir.