Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kadına karşı şiddetle mücadele konusundaki kritik rapor nihayet tamamlandı. Uzun bir süredir kamuoyunun gündeminde olan bu önemli rapor, toplumun dört bir yanındaki kadınların karşılaştığı sorunlara dikkat çekmeyi amaçlıyor. Raporda, sosyal medya fenomenlerinin toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konusundaki rolü ele alınarak, bu konuda nasıl bir etki yaratabilecekleri üzerine öneriler sunuluyor. Bu yeni yaklaşım, genç nesil üzerinde olumlu bir etki yaratmayı hedefliyor.
Raporun ön yüzünde, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin boyutları çarpıcı rakamlarla gözler önüne serildi. 2022 yılında, ülkemizde kadına yönelik şiddet olaylarının sayısının kayda değer bir artış gösterdiği vurgulandı. Özellikle izolasyon dönemlerinde bu tür olayların daha da yaygınlaştığı, çoğu kadının yaşadığı şiddeti bildirmekten çekindiği ve bunun da ciddi bir sorun haline geldiği kaydedildi. Türkiye’de her 10 kadından 3’ünün hayatının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadınların erken yaşta evlendirilmesi gibi unsurların bu durumun temel sebepleri arasında yer aldığı ifade edildi.
Raporun dikkat çekici bir kısmı ise sosyal medya fenomenlerinin kadına yönelik şiddetle mücadelede nasıl bir rol oynayabilecekleri üzerineydi. Günümüz dünyasında sosyal медyanın, özellikle genç nesil üzerinde büyük bir etkisi olduğunu kabul eden komisyonda, fenomenlerin bu meseleyi duyurmak ve farkındalık yaratmak için kullanabilecekleri öneriler sıralandı. Bu bağlamda sosyal medya platformlarının, kadına yönelik şiddetle ilgili farkındalığı artıracak kampanyalar düzenlemesi, fenomenlerin bu kampanyalarda aktif rol alması gerektiği belirtildi. Örneğin, sosyal medya içeriklerinde kadına yönelik şiddet deneyimlerini paylaşan hikayelere daha fazla yer verilmesi gerektiği bir öneri olarak dikkati çekiyor. Bu tür içeriklerin gençlerin zihninde farkındalık oluşturacağı ve şiddetin normalize edilmesinin önüne geçileceği düşünülüyor.
Meclis raportörleri, fenomenlerin sosyal medya etkileşimlerini kullanarak, kadına yönelik şiddetle ilgili stereotipleri yıkabileceklerini ve toplumsal algıyı değiştirebileceklerini ifade etti. Bunun yanı sıra, şiddet mağdurlarının yaşadığı travmanın görünür kılınması ve yaşanan olumsuzlukların cesurca paylaşılmasının önemine de vurgu yapıldı. Fenomenlerin, sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak, bu projeleri desteklemeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini artırma konusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Rapor, bu önerilerin yanı sıra, eğitim kurumlarının da bu soruna dair faaliyette bulunmalarının gerekliliğini vurguladı. Okullarda, gençlerin kadına yönelik şiddet konusunda bilinçlendirilmesi adına eğitim programlarının düzenlenmesi gerektiği ifade edildi. Daha bilinçli ve duyarlı bir neslin yetiştirilmesi, önümüzdeki dönemlerde kadına yönelik şiddeti azaltma konusunda kritik bir rol oynayacak.
Medya ve sosyal medya, kadına yönelik şiddetle ilgili toplumsal algıyı oluşturan en önemli faktörlerden biri. Bu nedenle, basın kuruluşlarının da raporda belirtilen önerilere özen göstermeleri ve kadına yönelik şiddet konusunu duyururken daha dikkatli ve hassas davranmaları gerektiği ifade ediliyor. Özellikle kadına yönelik şiddet olaylarının haberleştirilme biçiminin, toplum üzerindeki etkisinin büyük olduğu düşünülüyor. Rapor, bu konuda medyanın sorumlu davranarak, şiddeti yüceltmeyen, aksine bu tür olayları kınayan bir dil kullanması gerektiğini de hatırlatıyor.
Sonuç olarak, TBMM bünyesinde hazırlanan bu rapor, sadece kadına yönelik şiddeti önlemek adına değil, aynı zamanda toplumun her kesiminde bu konuda bir bilinç oluşturma amacını güdüyor. Sosyal medya fenomenlerinin bu mücadeledeki potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, yeni bir dönem için ümit verici bir adım atılmış durumda. Şimdi, öneriler hayata geçirilirken, tüm bu süreçte toplumun büyük bir destek sağlaması gerektiği vurgulanıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin, yalnızca kadınların değil, tüm toplumun ortak sorunu olduğu bilinciyle hareket etmek ve bu savaşta birlik olunması gerektiği bir kez daha hatırlatılıyor.