Hüseyin Güler, 102 yaşına basan Kezik nineyle gerçekleştirdiği röportajda, hayatında hiç doktora gitmediğini söylediğinde, herkesin aklındaki soru netleşti: Uzun yaşamanın sırrı ne? Bu ilgi çekici yaşam tecrübesi, onun sağlıklı ve dinç kalmasının ardındaki sırları merak eden birçok kişi için büyük bir merak konusuydu. Bu haberde, Kezik nineyi tanıyacak ve sağlıklı yaşamının detaylarını öğrenerek belki de kendi yaşam tarzımızda bazı değişiklikler yapma fırsatı bulabileceğiz.
Kezik nine, hayatı boyunca doğanın sunduğu ürünleri tercih ettiğini vurguluyor. Çocukluğundan beri, ailesinin tarım yaptığı topraklarda yetişen sebze ve meyveler, onun günlük hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuş. Özellikle kendi bahçesinde yetiştirdiği organik gıdalarla beslenmek, onun sağlığını korumasındaki en önemli faktörlerden biri. "Hiçbir zaman işlenmiş gıdalar tüketmedim" diyen Kezik nine, sofralarında sadece taze sebze ve meyveler bulunduğunu ifade ediyor. Bu doğal beslenmenin yanında, ev yapımı yoğurt ve peynirin de sağlığını olumlu etkilediğini ekliyor. Ayrıca, haftada birkaç defa kendi bahçesinden topladığı otları salatalarına eklemeyi unutmuyor. Bu otlar, hem vitamin hem de mineral kaynağı olarak Kezik nine için büyük önem taşıyor.
Uzun yaşamanın sadece beslenmeyle değil, aynı zamanda aktif bir yaşam sürmekle de doğrudan ilişkili olduğunu belirten Kezik nine, gününün büyük bir bölümünü bahçesinde çalışarak geçirdiğini anlatıyor. "Her gün en az bir saat bahçede çalışmadan duramam," diyor. Bu düzenli fiziksel aktivite onun kas ve eklem sağlığını da olumlu etkiliyor. Bunun yanı sıra, komşularıyla sık sık bir araya gelerek keyifli sohbetler etmekte, sosyal ilişkilerini güçlendirmekte. Yalnızlık duygusunun insan sağlığına olumsuz etkilerini bildiğinden, etrafındaki insanlarla bağlantı halini sürdürüyor. Kezik nine, "İnsanların hayatında en önemli şey sevdikleridir," diyerek sevgi dolu ilişkilerin stressiz bir yaşam sürdürmenin anahtarı olduğunu vurguluyor. Kalabalık bir ailede büyümenin ve çocuklarına çok fazla zaman ayırmanın da onun mutluluk ve huzur kaynağı olduğunun altını çiziyor. O, var olan geniş aile bağlarının ve arkadaşlıkların stresle başa çıkma konusunda ne denli etkili olduğuna dikkat çekiyor. Bu sosyal ilişkilerin günlük hayatta insana büyük bir destek sağladığını düşünüyor.
Kezik nine, doktor ziyaretinin gereksiz olduğunu düşündüğünü, çünkü sağlığının da bu şekilde harika gittiğini belirtiyor. Eğer bir hastalık hissederse, hemen aklında yemeklerini değiştirmek olduğunu söylüyor. "Hastalandığımda hemen yemeklerimde yeşil, zeytinyağlı, doğal besinlere yöneliyorum." Bu yaklaşımıyla birlikte, yavaş yavaş sağlığını yeniden kazandığını ifade ediyor. Doktorların önerilerinin de genellikle doğal beslenme tavsiyeleriyle örtüştüğünü vurguluyor.
Sonuç olarak, Kezik nine, yaşlanmaya dair birçok insanı etkileyen mitleri kırarak doğal beslenmenin, aktif yaşamın ve güçlü sosyal ilişkilerin sağlıklı bir yaşam sürdürmede kritik rol oynadığını tüm içtenliğiyle aktarıyor. Onun hikayesi, sadece uzun yaşamakla kalmamakla birlikte yaşadığı her anı dolu dolu geçirebilmenin önemini de hatırlatıyor. Eğer sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek istiyorsanız, belki de Kezik nine’nin sırlarını uygulamaya koymanın tam zamanıdır!