Türkiye’de trafiğe yeni kaydolan otomobillerin %9’u artık elektrikli. Bu oran, ülkenin araç parkında elektrikli araçların (EV) hızla artmaya başladığını ve yeşil dönüşümün ivme kazandığını gösteriyor. 2024 yılı itibarıyla, çevre dostu teknolojilere yönelik artan farkındalık, hükümetin teşvikleri ve özel sektörün şarj altyapısını güçlendirme konusundaki yatırımları, elektrikli otomobil pazarının hızla büyümesine olanak tanıdı. Bu gelişmeler, Türkiye’nin karbon ayak izini azaltma hedeflerine önemli bir katkı sağlıyor.
Elektrikli araçların artışında özellikle devletin sunduğu vergi teşvikleri ve çeşitli destek paketleri büyük rol oynuyor. ÖTV indirimleri, ücretsiz otopark imkanı ve diğer teşvikler sayesinde tüketicilerin elektrikli araçlara olan ilgisi hızla artıyor. Ayrıca, elektrikli araç markalarının piyasaya sunduğu yeni modeller, batarya ömürlerinin uzaması ve menzil kapasitelerinin artması, bu araçların tercih edilmesini kolaylaştırıyor. Hem ekonomik avantajları hem de çevresel faydaları göz önünde bulundurulduğunda, elektrikli araçlar artık çok daha erişilebilir ve cazip hale geldi.
Elektrikli otomobillerin toplam pazar payının artış göstermesi, sadece tüketici tercihlerinde değil, aynı zamanda altyapı alanında da önemli değişikliklere yol açtı. Türkiye genelinde şarj istasyonlarının sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. Büyükşehirlerde ve otoyollarda çok sayıda hızlı şarj istasyonu kurulurken, küçük şehirlerde de şarj altyapısı genişletiliyor. Enerji şirketleri, bu artan talebi karşılamak adına şarj istasyonu ağlarını genişletmek ve şarj sürelerini kısaltmak için yatırımlar yapıyor. Bu sayede elektrikli araç kullanıcıları, seyahatlerinde menzil kaygısı yaşamadan daha rahat hareket edebiliyorlar.
Uzmanlar, bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve elektrikli otomobillerin payının giderek artacağını öngörüyor. 2030 yılına kadar Türkiye’de trafiğe kayıtlı araçların %20’sinden fazlasının elektrikli olabileceği tahmin ediliyor. Bu geçiş, sadece hava kirliliğini ve karbon emisyonlarını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin enerji ithalatını azaltma hedeflerine de katkı sağlıyor. Elektrikli araçlar için daha uygun maliyetli ve çevre dostu bir altyapı oluşturulması, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.
Sektör temsilcileri, elektrikli otomobil teknolojilerinin hızla geliştiğini ve Türkiye’nin bu dönüşümden en yüksek oranda faydalanabileceğini belirtiyor. Özellikle şehir içi kullanımda ekonomik avantajları ve çevresel etkilerinin düşüklüğü, elektrikli otomobilleri daha cazip hale getiriyor. Önümüzdeki yıllarda, daha fazla model seçeneği ve gelişen altyapı ile birlikte, elektrikli araçların hayatımızda çok daha büyük bir yer kaplaması bekleniyor. Bu dönüşüm, Türkiye’nin daha temiz ve sürdürülebilir bir ulaşım altyapısına geçişinin önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor.