Günümüz dünyasında teknoloji hızla ilerliyor ve birçok geleneksel meslek, bu süreçte damga yemeye mahkum kalıyor. Ancak, bazı kişiler geçmişlerinin derin köklerine bağlı kalarak, kaybolmakta olan geleneksel meslekleri yaşatmaya kararlılar. İşte tam da bu noktada, bir baba mesleği olan ahşap oymacılığı, modern dünyanın karmaşasına karşı dimdik ayakta duruyor. Yüzyıllardır süregelen bu sanat, bir ailenin bireyleri tarafından hayata geçirilerek nesilden nesile aktarılıyor. Aile büyüklerinden aldığı ilhamla, günümüzde bu sanatı sürdürmek için çaba harcayan bir baba ve oğlu, teknolojiye meydan okumanın ne demek olduğunu gözler önüne seriyor.
Ahşap oymacılığı, köklü geçmişi olan bir zanaat dalıdır. Bu sanat, yalnızca estetik bir değer taşımakla kalmaz; aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçasıdır. Ata yadigarı bir meslek olan ahşap oymacılığı, günümüzde birçok kişi tarafından unutulmuş durumda. Ancak, 50 yaşındaki Ali Usta, mesleğin değerini bildiği için, yıllardır sürdürdüğü bu geleneği oğlu Emre ile birlikte yaşatmaya çalışıyor. Her ikisi de bu işin ne denli değerli olduğunu ve sürdürülebilirliğinin önemini biliyorlar. Ali Usta, aslında kendi babasıyla birlikte başladığı bu zanaatı, şimdilerde oğlu Emre ile birlikte sürdürüyor. Her biri, işini bir tutku olarak görüyor ve bu tutkularını, zanaatın yüceltilmesi adına bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Ali Usta, her sabah atölyesine gittiğinde, kendini geçmişin anılarıyla dolup taşan bir dünyada buluyor. Ahşabın dokusunu hissediyor, ona şekil vermenin heyecanını yaşıyor. Günümüzde birçok meslek teknolojiye yenik düşerken, bu baba-oğul ikilisi, eski usul yöntemleri kullanarak eserler üretmeyi tercih ediyor. Ali Usta, oymacılıktaki her bir detayı, her bir oyma tekniğini büyük bir titizlikle uyguluyor. Emre ise babasının izinden giderek, yeni teknikleri öğreniyor ve geleneksel yöntemlerle modern tasarımları bir araya getiriyor.
İkili, yalnızca iş yapmakla kalmayıp, bu geleneği bir sanat olarak özümseyerek, ziyaretçilerine de bu montaj sürecini gösteriyor. Atölyeyi gezmeye gelen insanlar, hem oymacılığın inceliklerini öğreniyor hem de geçmişten gelen hikayeleri dinliyor. Geleceğin ustalarına ilham vermek ve mesleği yaşatmak için gençlere yönelik atölye çalışmaları düzenliyorlar. Ali Usta, “Bu meslek sadece bir iş değil, bir yaşam biçimidir,” diyor ve bir gün bu sanatın sadece kendilerine ait değil, herkesin sahip çıkması gereken bir değer olduğunu vurguluyor.
Asıl hedefleri, oymacılık sanatını modern hayatla buluşturarak, genç kuşaklara bu işin önemini anlatmak. Emre ise bu süreçte sosyal medyanın gücünden faydalanmak ve ustalıklarını daha geniş bir kitleye ulaştırmak istiyor. Online platformlarda yapmış oldukları çalışmalar ve projeleri paylaşarak, yeni nesille buluşmayı, o sanatı sevdirmeyi hedefliyorlar. Baba ve oğul bu konuda kararlı ve umutlu; çünkü doğru yöntemler ve tutku ile bu mesleği geleceğe taşımak mümkün. Onların hikayesi, teknoloji karşısında gelenekselliğin nasıl ayakta kalabileceğine dair bir örnek teşkil ediyor.
Ali Usta'nın ve Emre'nin bu azmi ve kararlılığı, birçok kişiye ilham kaynağı olmayı başardı. Ahşap oymacılığına olan sevgilerinin yanı sıra, yüzyıllardır süregelen bu sanatın değerini tekrar hatırlatarak, toplum içinde de farkındalık oluşturuyorlar. Zaman geçtikçe, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, köklü ve anlam dolu bir sanatın her zaman takdir edileceğini biliyorlar. Bu bağlamda, onların yaşattığı baba mesleği sadece bir iş değil, aynı zamanda geçmişle geleceği buluşturan bir köprüdür. Bu köprü, kültürel mirasımızı yaşatmayı başaranları ve onların hikayelerini unutturmamak adına önemli bir rol oynuyor.
Sonuç olarak, günümüzün hızla değişen dünyasında, her şey teknolojiyle dönüşürken, bazı değerlerin hala korunması gerekiyor. Ali Usta ve oğlu Emre gibi bireyler, geçmişin değerlerini korumak için bu mücadeleyi sürdürerek, modern hayatın hızına karşı dimdik duruyorlar. Onların hikayesi, bir noktada birçoklarımızın unuttuğu şeyleri hatırlatırken, geleneksel sanatların yaşatılması gerektiğini de gözler önüne seriyor. Teknolojiye meydan okuyan bu baba mesleği, umarız ki daha birçok nesil tarafından yaşatılmaya devam eder.