Ülkemizin tanınmış mankenlerinden Özge Ulusoy’un babasının hayatını kaybetmesine yol açan trafik kazası, hem yaşanan acı olay hem de sonrasında gelişen hukuki süreçlerle sık sık gündeme gelmişti. Kazanın üzerinden geçen sürecin ardından, Yargıtay, bu olaya dair verdiği kararla dikkatleri yeniden üzerine çekti. Yargıtay, kazaya karışan sürücünün aldığı cezanın yetersiz olduğuna hükmederek adalet arayışını bir kez daha sorgulattı.
Özge Ulusoy’un babasının hayatını kaybettiği kaza, geçen yıl meydana geldi. Duygusal bir yıkıma neden olan bu trajik olay, ünlü mankenin hayatında büyük bir boşluk bıraktı. Kazanın ardından sürekleyen süreçte, sorumlu sürücünün yargılanması hızla başladı. İlk mahkeme, sürücüyü suçlu buldu ancak ceza, ailenin beklentilerini karşılamaktan uzaktı. Özge Ulusoy ve ailesi, adaletin tam olarak sağlanmadığına inanarak karara itiraz etti. Yargıtay süreci, bu itirazın ardından takvimine girdi. Ceza mahkemesinin verdiği karar, aile için tatmin edici olmamakla birlikte, Yargıtay’a taşınan dosya, tüm süreci yeniden ele almak zorunda kaldı.
Yargıtay, kaza ile ilgili dosyayı inceledikten sonra, ilk mahkemenin verdiği cezada eksiklikler tespit etti. Yargıtay, sürücünün kayıtsızlık ve dikkatsizlik neticesinde bu çağ dışı kazaya neden olduğu gerekçesiyle cezanın artırılması yönünde karar verdi. Yargıtay, trafik kazalarında sadece mağdurun kaybını değil, aynı zamanda aile üzerindeki etkisini ve mağdurun yaşamında bıraktığı izi de değerlendirdi. Bu karar, aynı zamanda birçok aileye de umut ışığı oldu.
Karara tepki gösteren bazı hukukçular, Yargıtay’ın bu adımını ‘sembolik bir karar’ olarak nitelendirdi. Bunun arkasında yatan nedenler arasında, Türkiye’deki trafik kültürüne ve ceza sistemine yönelik eleştiriler de bulunuyor. Ancak aile, bu kararın yalnızca babalarının hatırası için değil, aynı zamanda gelecekteki kazaların önlenmesi için de önemli olduğunu düşünüyor. Özge Ulusoy, babasının hatırasını yaşatmanın yaninda, aynı olayların başkalarının başına gelmemesi için mücadelesini sürdüreceğinin altını çizdi.
Sonuç olarak, Yargıtay’ın verdiği bu karar, yalnızca bir ceza meselesi değil, aynı zamanda herkesin özveriyle bağlı olduğu saygı, güvenlik ve insan hayatının değeri üzerindeki tartışmaları da yeniden başlattı. Özge Ulusoy ve ailesinin yaşadığı bu trajedi, toplumsal duyarlılığı artırma ve trafik kazaları sonrası yapılacak hukuki süreçlere daha dikkatlice yaklaşılma gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay, hâlâ yeterli önlemlerin alınmadığı, sonuçlarının yeterince ciddiye alınmadığı bir trafik kültürünü eleştirmenin yanı sıra, mağdurların ve ailelerinin yaşadığı travmalara da ilişkin bir farkındalık yaratma çabasıdır.
Özge Ulusoy, yaşadığı bu zorlu süreçin ardından seyahatlerde güvenliğin artırılması ve fazladan önlemler alınması için yetkililere seslenerek, hayatını kaybeden ve zarar gören herkesin anısına saygı gösterilmesini talep ediyor. Yargıtay’ın kararı ise bu bağlamda bir başlangıç noktası olarak değerlendiriliyor.