Türkiye genelinde belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatı sayısı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında azaldı. Bu düşüş, inşaat sektöründe durgunluğun sinyallerini verirken, konut üretimindeki yavaşlamanın da bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, belediyelerin yapı ruhsatı verdiği bina sayısında yaşanan bu gerileme, özellikle maliyet artışları, ekonomik belirsizlikler ve finansman sorunları gibi faktörlerden kaynaklanıyor.
İnşaat sektörü, Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olarak biliniyor ve bu sektörde yaşanan yavaşlama, diğer birçok sektörü de dolaylı olarak etkiliyor. Yapı ruhsatı verilen bina sayısındaki düşüş, özellikle yeni konut ve ticari yapı yatırımlarının azalmasına neden olabilir. Sektördeki temsilciler, artan inşaat maliyetleri ve kredi faiz oranlarının yükselmesi nedeniyle yeni projelere başlamanın giderek daha zorlaştığını ifade ediyorlar. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli inşaat firmalarının proje başlatma konusunda çekimser kalmasına yol açıyor.
Sektörde maliyetlerin yükselmesi, yapı malzemeleri fiyatlarındaki artış ve iş gücü maliyetlerindeki yükselme ile daha da belirgin hale geldi. Çimento, demir ve diğer yapı malzemelerinin fiyatlarının artması, inşaat firmalarını zor durumda bırakıyor ve yeni projelerin başlatılmasını geciktiriyor. Ayrıca, bankaların inşaat kredilerine yönelik daha temkinli yaklaşımı ve kredi faiz oranlarının yüksek olması da sektördeki yavaşlamayı tetikleyen diğer önemli unsurlar arasında yer alıyor. Bu gelişmeler, özellikle konut arzında daralma ve fiyatlarda artış beklentilerini de beraberinde getiriyor.
Belediyelerden alınan yapı ruhsatlarının azalması, konut üretimindeki gerilemenin yanı sıra, kentsel dönüşüm ve yenileme projelerinin de beklenen hızda ilerlememesine neden oluyor. Kentsel dönüşüm projeleri, özellikle büyük şehirlerde depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesi açısından büyük önem taşıyor. Ancak yapı ruhsatı sayısındaki azalma, bu projelerin daha yavaş ilerlemesine ve riskli yapıların yenilenme sürecinin uzamasına yol açabilir.
Sektör temsilcileri, inşaat sektörünün yeniden canlandırılması için çeşitli önerilerde bulunuyor. Özellikle kredi faiz oranlarının düşürülmesi ve inşaat malzemeleri üzerindeki maliyet yükünün azaltılması gerektiğini belirten uzmanlar, bu tür adımların sektördeki hareketliliği yeniden artırabileceğini ifade ediyorlar. Ayrıca, konut talebini desteklemek için devlet destekli teşvik paketlerinin devreye alınması ve kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılması gerektiği belirtiliyor.
Yapı ruhsatı sayısındaki düşüş, inşaat sektörünün zorlu bir dönemden geçtiğinin açık bir göstergesi. Önümüzdeki dönemde hükümetin ve sektör paydaşlarının atacağı adımlar, inşaat sektöründeki bu durgunluğun ne kadar süreceğini ve sektörün ne zaman yeniden hareketleneceğini belirleyecek.